Müteselsil Kefil Ne Demektir?
6098 numaralı Türk Borçlar Kanunu (TBK) içinde 581 ve sonraki maddeler kefalet sözleşmesini ele alırken, müteselsil kefalet TBK’nın 586. maddesinde tanımlanmıştır.
Kefaletname sözleşmesi, kefil ile alacaklı arasında kurulan, kefilin yükümlülüklerini belirleyen özgül bir anlaşmadır. Bu anlaşma sadece alacaklı ve kefil arasında değil, borçlu açısından da sonuçlar yaratır. Borçlunun kefil ile olan hukuki bağlantısı kefalet türüne göre farklılık gösterebilir.
Kefalet sözleşmeleri şu şekillerde sınıflandırılabilir:
- basit kefalet (TBK m.585),
- müteselsil kefalet,
- birlikte kefalet (TBK m.587),
- kefil için kefil ve
- geri dönüşlü kefil (TBK m.588).
Kefalet türünün ne olduğu, kefilin yükümlülüğünü de belirleyecektir.
Kefilin Sorumlulukları Nelerdir?
Kefalet sözleşmesi, ana bir sözleşmeye dayanarak oluşturulmuştur. Ana sözleşme geçerliliğini yitirdiğinde kefalet de sona erer. Ana sözleşme borç veren ile borç alan arasında, kefalet sözleşmesi ise borç veren ile kefil arasında yapılır.
Kefilin yükümlülükleri kanuni ve sözleşmeye dayalı olmak üzere iki şekildedir. Kefil, yalnızca kefalet sözleşmesinde belirtilen miktara kadar sorumludur ve ana sözleşmedeki borç miktarından bağımsızdır, çünkü yükümlülüğü kefalet sözleşmesine dayanmaktadır.
TBK 589. maddeye göre, kefil belirtilmedikçe yeni borçlar için de yükümlüdür. Ancak, borç veren ve borç alan, ana sözleşme sonrasında borç miktarını artırırsa, kefil bu yeni miktardan sorumlu tutulamaz, ancak bu, sözleşmede belirtilmediği sürece geçerlidir.
- Kefil ana borç için sorumludur: TBK 589 maddeye göre, kefil ana borcun tutarından ve borçlunun hatasından veya gecikmeden doğan sonuçlardan sorumludur.
- Kefil, borç miktarındaki değişikliklerde de sorumlu olabilir: Eğer borcun miktarı azalırsa veya artarsa, kefilin sorumluluğu da buna göre değişir. Borç miktarındaki bir artış, kefalet sözleşmesinde tahmin edilmişse, kefil bu artıştan sorumludur.
- Kefil, borçlunun hatası ve gecikmesinden belirli durumlarda sorumludur: Kefil, borçlunun kusurundan ve gecikmeyle ilgili masraflardan, kefalet sözleşmesinde belirtilen maksimum tutara kadar sorumludur. Kefil, eğer ana borç geçersizleşirse ve bu nedenle zarar oluşursa, bu zarardan veya cezai şarttan sorumlu olmayacaktır.
- Kefil, dava ve icra masraflarında belirli durumlarda sorumludur: Kefil, borçluya karşı açılan davalar ve icra takiplerinden doğan masraflar için kefalet sözleşmesinde belirtilen maksimum miktara kadar sorumlu olabilir.
- Kefil, belirli faiz durumlarında sorumludur: Kefil, geçmiş bir yılın faizinden ve devam eden yılın faizlerinden sorumlu tutulabilir. Bu kanuni bir sorumluluktur ve kefalet sözleşmesinde ayrıca belirtilmesine gerek yoktur.
Kefilin yükümlülüğü, kefalet sözleşmesiyle veya sonrasında yapılacak bir sözleşmeyle artırılabilir.
Kefil Borcun Ne Kadarından Sorumludur?
Kefalet sözleşmesi mutlaka yazılı olmalıdır. Eğer müteselsil kefalet söz konusuysa, kefilin yükümlülüğünü kabul ettiği miktarı kendi el yazısıyla belirtmesi gereklidir. Yani bilgisayarla hazırlanan bir sözleşmede dahi, kefilin yükümlülüğü kendi el yazısıyla yazılmış olmalıdır ve bu miktar kadar sorumluluğu bulunmaktadır. Müteselsil kefillikte, alacaklı isterse doğrudan müteselsil kefile başvurabilir.
Eğer birden fazla kefil bulunuyorsa ve bu kefiller birbirlerinden bağımsızsa, her bir kefil borcun tamamından sorumlu tutulabilir. Eğer adi birlikte kefillik varsa, her kefil kendi payına düşen borçtan sorumludur. Müteselsil birlikte kefillik durumunda ise, alacaklı borcun tamamını ya da bir kısmını herhangi bir kefilden ya da borçludan talep edebilir. Bu durumda, alacaklı isterse tüm borcu sadece tek bir kefilden de talep edebilir.
Kefil Borçtan Nasıl Kurtulur?
TBK 598 ve devamındaki maddelerde belirtildiğine göre, kefilin borçtan nasıl muaf olacağı aşağıda sıralanmıştır:
- Ana borç sonlandığında,
- Kefil ile borçlu aynı kişi haline gelirse, artık borç kefilin değil borçlunundur.
- Bireysel bir kefalette, 10 yılın tamamlanması durumunda kefil borcundan kurtulabilir. Ancak, kefalet süresi 10 yıldan önce bitirilmek istenirse, en az 1 yıl sürmesi şartıyla maksimum 10 yıllık bir süre belirlenebilir.
- Gelecekteki bir borç için kefil olunduğunda ve kefilin mali durumu sözleşme yapıldıktan sonra önemli derecede kötüye giderse veya başlangıçta tahmin edilenden daha zor bir duruma düşerse, kefil yazılı bir bildirimle kefaletten çekilebilir. Ancak, bu durumda gelecekteki borç henüz meydana gelmemiş olmalıdır ve kefillikten vazgeçmekten doğan zararlar karşılanmalıdır.
- Eğer kefalet belirli bir süreye dayanıyorsa, bu sürenin sonunda kefilin borcu sona erer.
- Süresiz kefalette, borcun doğmasından sonraki 1 ay içerisinde kefil, alacaklıdan borçluya dava ve takip hakkını kullanmasını talep edebilir. Eğer borç, alacaklının borçluya bildirim yapmasıyla doğacaksa, bu durumda kefil, sözleşmenin yapıldığı tarihten 1 yıl sonrasına kadar alacaklıdan bu bildirimi yapmasını ve borcun doğduğu tarihten itibaren dava ve takip hakkını kullanmasını talep edebilir. Alacaklı bu taleplere uymazsa, kefil borcundan kurtulur.
Kefil Borçluya Dava Açabilir Mi?
Borçlunun borcunu ödemesi durumunda kefil, ödediği miktarda alacaklının yerine geçer. Bu nedenle borçlu, artık borcunu kefile ödemek zorundadır. Eğer kefil, borçlunun borcunu kapatırsa, bu borcu geri alma hakkına sahiptir.
Kefalet sözleşmesi gereğince, eğer kefil, gerçekten var olan bir borç karşısında borcu kısmen veya tamamen öderse (tamamını ödemek zorunda olmadan, sadece kefil olduğu miktara kadar), borç ödenebilir durumdaysa borçluya dava açma hakkına sahip olur. Ancak dava açmadan önce kefil, borçluya ödeme yaptığına dair bir bildirim yapmalıdır.
Kefil, dava açarken genel geri alma hakkını temel alabilir veya borçluyla olan içsel ilişkisine dayanarak bu ilişkiden kaynaklanan geri alma hakkını kullanabilir. Genel geri alma hakkı, kefilin ödeme yaptığı tarihten itibaren 10 yıl içerisinde kullanılabilir.
Kefil Olmak Kredi Çekmeye Engel Mi?
Bankalar, genel kredi verirken bazen kefil talep edebilir. Bu durumda, banka ile kefil arasında bir kefalet sözleşmesi oluşturulur. Eğer borçlu krediyi ödeyemezse, banka borcun ödenmesini kefilden talep edebilir. Kefil, bu borcu ödemezse, bankacılık sistemlerinde olumsuz bir sicil kaydı oluşabilir. Bu, kefilin ilerleyen dönemlerde kredi almasını zorlaştırabilir.
Ancak, kefil borcu zamanında öderse, bu durum bankacılık kayıtlarında olumlu olarak yer alır. Yani, kefilin borcu ödediği durumlarda kredi almasına bir engel teşkil etmez.
Bankaların dahil olmadığı kefaletlerde, banka kefilin ödeme durumunu bilmediği için, bu kefaletler kredi alma sürecini etkilemez.
Senete Kefil Oldum Borcunu Ödemiyor
Kefil olabilmek için Türk Borçlar Kanunu’na göre bir kefalet sözleşmesi yapmak gereklidir. Eğer bu sözleşme doğru bir şekilde yapılmamışsa, kefaletten bahsedemeyiz.
Senete kefil olmak, aslında Türk Borçlar Kanunu’ndaki klasik kefaletten çok, Türk Ticaret Kanunu’ndaki aval kavramına daha yakındır.
Bu konudaki belirsizlikler için bir hukuk uzmanından yardım almanız yararlı olabilir.
Eğer senede kefil olan birisi için borcun ödenmeme durumunda kefaletten çıkabileceği bir sebep varsa, bu yükümlülükten sıyrılabilir. Ancak, kefalet sözleşmesi geçerliyse ve borç ödenmiyorsa, kefil olarak borcu ödemek zorundasınızdır.
Kredi Çeken Kişi Ölürse Kefil Mi Öder?
Kredi alan bir kişi vefat ettiğinde, tüm maddi varlıkları ve borçları yasal mirasçılarına devredilir. Bu borçlar arasında kredi borcu da bulunmaktadır.
Mirasçılar, ölen kişinin tüm borçlarından sorumlu hale gelir. Eğer kredi alan kişi vefat ederse, onun yasal mirasçıları da kredi borcu için sorumlu olurlar. Ancak mirasçılar mirası kabul etmezlerse, bu borçlardan sorumlu olmazlar.
Eğer kredi için bir kefil varsa ve kredi borçlusu vefat eder ve mirasçılar mirası reddederlerse, kredi borcunu kefil ödemek zorundadır. Ancak eğer mirasçılar mirası kabul ederlerse, banka öncelikle bu kişilerden borcu tahsil etmeye çalışacaktır. Eğer onlar da ödemezlerse, bu sefer kefilin ödemesi beklenir. Ancak, kefaletin türüne bağlı olarak bu süreç değişiklik gösterebilir.