Boşanmada Konutun Kadına Özgülenmesi Durumunda Giderleri Kim Öder?

//

Av. Aytaç Kındır

Boşanma davası açıldığında, kadının ve çocukların barınma hakkını korumak için mahkemeden talep edilen en önemli tedbirlerden biri “aile konutunun özgülenmesi”dir. Mahkemenin bu talebi kabul etmesi, dava süresince kadının ve çocukların aynı evde yaşamaya devam etmesi anlamına gelir ve büyük bir rahatlık sağlar. Ancak bu kararla birlikte akla hemen şu soru gelir: “Peki, bu evin kirasını, aidatını, faturalarını kim ödeyecek?”

Bu sorunun cevabı, birçok kişinin düştüğü bir yanılgıyı da ortaya koymaktadır. Konutun size özgülenmiş olması, karşı tarafın bu evin giderlerini otomatik olarak ödemek zorunda olduğu anlamına gelmez.

Özgüleme Kararı Tek Başına Ödeme Yükümlülüğü Yaratmaz

Hukukta bir kişiyi bir borçtan veya ödemeden sorumlu tutabilmek için elinizde ya kanundan doğan bir dayanak ya da spesifik bir mahkeme kararı olması gerekir.

  • Aile Konutunun Özgülenmesi Kararı: Bu karar, mülkiyet veya borç ilişkisi değil, sadece kullanım hakkına ilişkin bir tedbirdir. Yani mahkeme bu kararla, “Dava bitene kadar bu evde sen oturacaksın” der. Kararın içeriğinde “Evin kirasını/aidatını da diğer taraf ödeyecektir” şeklinde açık bir ifade yoksa, bu karara dayanarak karşı taraftan giderleri yasal olarak talep edemezsiniz.

Bu durumu bilmeden hareket etmek, ileride ev sahibiyle veya site yönetimiyle yasal sorunlar yaşamanıza ve borçlu duruma düşmenize neden olabilir.

En Sağlam Yöntem: Mahkemeden Giderler İçin de Karar Talep Etmek

Bu tuzağa düşmemenin en doğru ve en güvenli yolu, proaktif davranmaktır. Aile konutunun size özgülenmesini talep ettiğiniz dilekçenizde, talebinizi iki aşamalı olarak sunmalısınız:

  1. Özgüleme Talebi: Öncelikle aile konutunun dava süresince tarafınıza ve çocuklarınıza tahsis edilmesini talep etmelisiniz.
  2. Giderlerin Karşılanması Talebi: Aynı dilekçede, ayrıca ve açıkça, “konutun kira, aidat, kredi taksiti gibi zorunlu giderlerinin de tedbiren karşı tarafça ödenmesine” yönelik bir ara karar verilmesini istemelisiniz.

Mahkeme bu talebinizi de kabul ederse, elinizde karşı tarafın ödeme yapmasını zorunlu kılan, yasal olarak icraya konu edebileceğiniz güçlü bir karar olur. Bu, en temiz ve en sorunsuz yöntemdir.

Mahkeme Kararı Alınamadıysa veya Talep Edilmediyse Ne Yapmalı?

Diyelim ki bu talepte bulunmayı unuttunuz veya mahkeme bu yönde bir karar vermedi. Bu durumda ne yapmalısınız?

Kesinlikle “Eşim ödemek zorunda” diye düşünüp ödemeleri aksatmayın. Bu sizi daha zor bir duruma sokar. İzlemeniz gereken adımlar şunlardır:

  1. Ödemeleri Siz Yapın: Evin devamlılığı ve yasal bir sorun yaşamamak için kira, aidat gibi zorunlu giderleri siz ödeyin.
  2. Tüm Ödemeleri Kayıt Altına Alın: Bu en kritik adımdır. Tüm ödemelerinizi mutlaka banka kanalıyla yapın ve açıklama kısmına “2025 Yılı Eylül Ayı Kira Bedeli”, “Eylül 2025 Site Aidatı” gibi net ifadeler yazın. Dekontları ve faturaları mutlaka saklayın.
  3. Nafaka Davasında Delil Olarak Kullanın: Yaptığınız bu ödemeler, sizin aylık yaşam giderlerinizin ne kadar olduğunu gösteren en somut delillerdir. Dava içinde tedbir nafakası miktarının belirlenmesi aşamasında, bu dekontları mahkemeye sunarak şöyle bir talepte bulunabilirsiniz:“Sayın Hakim, mahkemenin tarafıma özgülediği konutta yaşamaya devam etmekteyim. Ancak evin aylık X TL kira ve Y TL aidat gibi zorunlu masrafları bulunmaktadır. Bu masrafları kendi imkanlarımla karşıladığıma dair dekontlar ektedir. Yaşam standardımın korunması ve barınma giderlerimin karşılanması için tarafıma bağlanacak nafaka miktarının bu giderler de göz önünde bulundurularak daha yüksek bir meblağdan belirlenmesini talep ediyorum.”

Bu strateji, başlangıçta talep etmeyi unuttuğunuz bir hakkı, nafaka yoluyla telafi etmenizi sağlar.

Özetle: Konutta oturma hakkı ile giderlerini ödeme yükümlülüğü ayrı şeylerdir. En iyisi, en başta mahkemeden giderler için de bir karar istemektir. Bu yapılamadıysa, tüm ödemeleri belgeleyip nafaka miktarını belirlerken mahkemeye sunmak, hak kaybı yaşamanızı önleyecektir.

Yorum yapın