Araç değer kaybı davalarında avukat ücreti, genellikle avukat ile yapacağınız anlaşmaya bağlıdır. Türkiye Barolar Birliği her yıl asgari ücret tarifesini belirler; bu ücret, davanın niteliğine, süresine ve avukatın tecrübesine göre değişebilir. Birçok avukat, değer kaybı davalarında yüzde üzerinden (örneğin kazanılan tazminatın %10–20’si) çalışmayı tercih eder. Bu, vatandaş açısından avantajlıdır çünkü dava kazanılmadan yüksek bir ödeme yapılması gerekmez. Ancak bazı avukatlar sabit ücret de talep edebilir.
Avukatla çalışmaya başlamadan önce Avukatlık Sözleşmesi imzalanır. Bu sözleşmede hem ödenecek ücret hem de ödeme zamanı net olarak belirtilir. Böylece süreç içinde sürpriz bir maliyet çıkma ihtimali ortadan kalkar. Vatandaşların sık yaptığı hatalardan biri, avukat ücreti konusunda sözlü anlaşma ile yetinmektir. Bu, ileride ciddi uyuşmazlıklara yol açabilir.
Avukatlık ücreti dışında, mahkeme masrafları, bilirkişi ücreti, harçlar gibi ek giderler de olabilir. Bu masraflar genelde dava sonunda haksız çıkan taraftan tahsil edilir; fakat dava devam ederken bu bedellerin önceden ödenmesi gerekebilir.
Bazı durumlarda, dava masrafları ve avukat ücreti karşı taraf (kusurlu sürücü veya sigorta şirketi) tarafından ödenir. Özellikle davayı kazandığınızda mahkeme, karşı vekalet ücreti olarak belirli bir bedelin size ödenmesine hükmedebilir. Bu da sizin avukata ödeyeceğiniz miktarı azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir.
Kısacası, araç değer kaybı avukat ücreti sabit bir rakam değildir; avukatın çalışma şekli, davanın zorluğu, masraf kalemleri ve sizinle yaptığı sözleşmeye göre değişir. En sağlıklısı, sürece başlamadan önce avukatınızla tüm şartları yazılı olarak netleştirmektir.
Değer Kaybı İçin Avukata Gerek Var mı?
Araç değer kaybı talebi, teknik ve hukuki yönleri olan bir süreçtir. İlk bakışta basit gibi görünse de, sürecin yanlış yönetilmesi halinde haklı olsanız bile tazminat alamama ihtimali vardır. Bunun en önemli sebeplerinden biri, ön şartların yerine getirilmemesidir. Örneğin, sigorta şirketine başvuru yapmadan doğrudan dava açarsanız, mahkeme davanızı “ön şart eksikliği” nedeniyle reddedebilir.
Birçok sigorta şirketi, vatandaşın bilgisizliğinden faydalanarak düşük tazminat teklifleri sunar. Örneğin gerçek değer kaybı 50.000 TL iken size 15.000 TL teklif edebilir. Bu farkı doğru analiz edip hak ettiğiniz tutarı talep edebilmek için teknik raporların değerlendirilmesi gerekir. Bu noktada deneyimli bir avukat, hem sigortanın teklifini hem de bilirkişi raporlarını analiz ederek gerçek kaybınızı ortaya çıkarır.
Ayrıca, değer kaybı hesaplamasında hangi parçaların hesaba dahil edileceği konusu oldukça teknik bir konudur. Sigorta şirketleri, teminat dışı parçaları bahane ederek ödeme yapmaktan kaçınabilir. Avukat, bu duruma karşı doğru hukuki argümanlarla itiraz eder.
Tahkim başvuruları, dava süreçleri, bilirkişi incelemeleri ve temyiz aşamaları teknik bilgi gerektirir. Tek başına hareket eden vatandaşlar, çoğu zaman sürecin uzamasına veya tamamen reddedilmesine neden olabilecek usul hataları yapar.
Sonuç olarak, değer kaybı talebinde bulunurken avukat desteği almak, hem sürecin hızlanmasını hem de doğru miktarda tazminat almanızı sağlar. Avukatsız da başvuru yapılabilir; ancak bu durumda eksik veya hatalı işlem riskiniz çok yüksektir. Hak kaybı yaşamamak için mümkünse bu süreci alanında deneyimli bir avukatla yürütmek en doğru yoldur.
